sen varsın diye

yüzyüzeyken konuşuruz'un uzuuun bi aradan sonra çıkardığı single. link yani güzel bence, sözleri çok hoşuma gitti. ama dümdüz bi şarkı olmuş. ah kaan boşnak ah sen böyle değildin be. "seni bir kere görsem belki rahatlar içim yıllar oldu görmedim, belki de biraz özledim nasıl bir sevdaysa ancak kalbimi dağladım seni kaybedip ağladım üstümden sanki trenler geçti, yine el salladım belki sen varsın diye belki duyarsın diye beni anlarsın, soru sormazsın ah, yetmedi mi be belki sen varsın diye belki duyarsın diye beni anlarsın, soru sormazsın ah, yetmedi mi be bir yere varacak hâlim yok saatim geç oldu buradan kaçabilenler gitmiş, çok göç oldu nereye gizlenmiş bilmem bu işin anahtarı çoğumuzun berbat hayatları birden durdum bak içimden geldi, nasıl da afalladım çünkü sen varsın diye orada duyarsın diye beni anlarsın, soru sormazsın ah, yetmedi mi be belki sen varsın diye belki duyarsın diye beni anlarsın, soru sormazsın ah, yetmedi mi be gel saklanacak bir yer bulalım ikimiz bir, sen benim sırdaşım ol bak ne kaldı inadından seni soludum dumanımdan sen benim yanlışım ol."

duygularımı anlatmış yine neyse gidip 500 kere dinliyim bari

yüzyüzeyken konuşuruz, sizinle grup olarak oturup hayatlarımızı konuşmamız gereken konular var. “seni bir kere görsem belki rahatlar içim yıllar oldu görmedim, belki de biraz özledim nasıl bir sevdaysa ancak kalbimi dağladım seni kaybedip ağladım üstümden sanki trenler geçti, yine el salladım”

Gel saklanacak bir yer bulalım ikimiz bir, sen benim sırdaşım ol bak ne kaldı inadından seni soludum dumanımdan sen benim yanlışım ol. Ne denir biraz daha dinleyelim boku çıksın

Şarkıya bayıldım ama maalesef instada çirkin çirkin videolarda çalıcak ve nefret edicem kesin...

bir yüzyüzeyken konuşuruz şarkısı. tam yolculuk yaparken, rüzgarın yanağı okşayacağı şarkılardan birisi. “ bir yere varacak hâlim yok saatim geç oldu buradan kaçabilenler gitmiş, çok göç oldu” -link

aşşırı dinlemekten ruyamda mırıldandığım şarkı. ruyamda birine bakarak söylüyorum boyle yürüyor kesiyorum onu falan ama nasıl aşığım ki bu durum 4 5 yıldır yaşanmıyor. adamın yüzünü goremedim. ins totosuna aşık olmamışımdır ki bu da mümkün maalesef :(

gereksizce çook beğendiğim şarkı. -benimle ilgili gereksiz ayrıntılar, ruhsal birtakım dengesizlikler- şehrin dışında bi’ bahçemiz var (yoo köy demeyeceğim -böyle daha havalı :d-köyümüzün dışında kalıyo sonuçta.. hagshdhdjd) iki katlı da bir evimiz. üst kısımdaki balkonundan yıldızlar o kadar güzel görünüyor ki.. bugün bin kişilik bi’ piknik yaptık ama hâlâ hasta hissettiğimden pek eğlenemedim. akşama doğru da yukarı çıktım taktım kulaklığımı. tam iyice sandalyeye yayılıp gökyüzüne dalacağım sıra akşamı kılmadığım aklıma geldi hagsgdhjdh -konu bu değil de, yazasım var herhâlde bugün :d- neyse son anda onu yetiştirdim açtım bu şarkıyı, ezan başladı hagshdhdj bir de yatsı ya uzun sürüyo. kapattık mecbur, kafada çalıyo ama durduramadım pek :/ normalde bu şarkıdaki “sen” bi’ insan silüeti idi dinlerken. fakat yıldızlı gök ve içimdeki ahlak yasası ile birlikte (e fonda da içli bi’ ezan olunca) buradaki “sen” allah’a; hareketlerim de bir dua, yalvarış ritüeline dönüştü. beni anlasın diye yalvardım ona, sesimi duysun diye, zihnim aracılığıyla bana sürekli soru sormasın diye. daha pek bir sonuç alamadım. en saçma yerinde bitti anı da. bu kadar yani. sonra bir miktar seslendim kendisine, sorular sordum. cevapsızlık hâlim sürüyor. insan da unutkan. silüet geri döndü, bi’ sandalye çekip yanıma oturdu. elimi tuttu ve göğe baktık.

belki sen varsın diye belki duyarsın diye beni anlarsın, soru sormazsın ah, yetmedi mi be